Tatil bitti,kitapların da sonuna gelindi.Peki ben bu tatilde ne okudum?Neyi sevdim,neyi begenmedim?Eger okuyacak zamanınız varsa hepsini bir bir anlatıciiim:)


Aşk Tanrıçasının Yemek Okulu kitabını okumaya başladığımda konusu güzel olmasına ragmen bir türlü kitap beni içine alamadı.Sürüklemedi.Öyle olunca da yazın sıcağında hiç çekilmedi.Okumayı bıraktım.Şezlong kitabı değil anlayacagınız.Kitap biraz ilgi bekliyo,ben de onu okumak için kışı bekliyorum
Konusuna gelirsek buyukannesini çok seven torunun buyukannesinin restoranına sahip çıkması,onun gibi yemekler yapmaya çalısmasını anlatıyor.Tabi yemek yapmayı pek bilmeyen biri için çeşitli zorluklar ortaya çıkıyor bu da kitabı hafif komik bir hale getiriyor.
Ama dediğim gibi sezlong kitabı degiiil!!
Sadece 5 dakikada aldım bu kitabı.Acelem vardı arkasını okudum bi sayfada içini.Hoop kasaya.İçimden de ''Bunu begenmezsem kitabım kalmaz napıcam ben''diye de düşünmedim değil.Kitabın konusu aslında basit.Varoş bir köyde zor sartlarda yetişmiş bi kızın üniversiteye gidişi ordaki ortama ayak uydurması eski hayatını silip atması ve sonra ummadıgı bi anda eskiye geri dönüş yapmak zorunda kalması anlatılıyor.Olaylar flashback seklinde.Kimi zaman eskide kimi zaman günümüzde.Ama hayatımda hiç bu kadar sürükleyici bi kitap okumamıstım diyebilirim.Neden olduğunu hala çozebilmiş degilim,sabah okumaya basladım aksam bitirdim.Yemek yerken bile aklımdaydı kitap.Hande Altaylıya kitabını çok begendiğime dair tweet atarken bi tweeti görmüştüm.''Kitap ayracının gereksiz oldugunu sizinle ogrendim''yazıyordu.Daha iyi anlatılamaz heralde bi kitabın güzelliği.Kesinlikle okuyun derim, asla pişman olmayacaksınız!